Türkiye’nin güneydoğu köşesinde derin ve uzun Zap Vadisi’nin güney yamacına
kurulu, dört bir yanı dağlarla çevrili Hakkâri Anadolu, Mezopotamya ve İran
üçgeninde yer alan coğrafi konumuyla birçok topluluğun ilgisini çekmiş ve
birçok millete vatan olmuştur. İlin tarihi Paleolitik Çağ’dan başlamaktadır.
İl sınırları içinde çeşitli yerlerde bulunan kaya resimleri Neolitik Çağ’a
tarihlenmektedir. M.Ö. 6. yüzyıl başlarına kadar bölgeye Urartular egemen
olmuşlardır. Çevrenin zorlu koşullarına rağmen güçlü bir örgütlenme
gerçekleştiren Urartular bölgede sivil ve askeri amaçlı, “Ordu Yolu” diye
adlandırılan ve belirli bir kesimi günümüze ulaşan bir ulaşım ağı
kurmuşlardır. Urartu toprakları zaman zaman Assur tehdidini yaşamış, M.Ö. 560
yılında Med saldırısı ile tarihten silinmiştir. Urartularla birlikte
Assurluları da yok eden Medler, Pers istilası ile yok olmuştur. Perslerin ise
Büyük İskender tarafından egemenliği silinmiştir. Büyük İskender’den sonra
Seleukos Krallığı’nın, İran'da bir krallık kuran Partların, Sasanilerin ve
Müslüman Arapların hâkim olduğu yörede daha sonra Roma, Bizans, Selçuklu,
İlhanlı, Karakoyunlu, Akkoyunlu, Safevi dönemleri yaşanmıştır. Yazılı olarak
bölgenin adına ilk defa Arap kaynaklarında rastlanmaktadır. Ünlü Arap
tarihçisi İbn-i Havkal, Hakkar aşiretinin adına dayanarak Van Gölü’nün
güneyine düşen bölgeyi “Hakkâriye” (Hakkarların beldesi) adıyla anmaktadır.
Hakkar aşireti bölgede bugün de varlığını sürdüren 12 Ertuşi (Hertuşi)
oymağıyla 12 Pinyanişi oymağından oluşmaktadır. Hakkâri 1536'da Kanuni Sultan
Süleyman döneminden itibaren Osmanlı egemenliğine girmiş ve Hakkâri adıyla
anılmıştır.
Coğrafi Konumu
Hakkâri’nin kuzeyinde Van, doğusunda
İran, güneyinde Irak, batısında Şırnak bulunmaktadır.
İklimi Hakkâri’de karasal ikim hüküm sürmektedir.
Bu nedenle kışlar soğuk ve sert yazları ise sıcak ve kurak geçmektedir.
Ulaşımı Karayolu ile ulaşım mümkündür. İLÇELER
Hakkari ilinin ilçeleri; Çukurca, Şemdinli ve Yüksekova'dır.
Tarihçe
Anadolu Mezopotamya, ve İran üçgeninde yer alan Hakkari
konumu ve coğrafi yapısıyla bir çok topluluğun ilgisini çekmiş ve bir çok
millete vatan olmuştur. Hakkari, Med, Pers, Selevkos, Abbasi, Selçuklu, Moğol,
Karakoyunlu, Akkoyunlu ve Osmanlı hakimiyetini görmüştür.
Turizm Aktiviteleri
İlimiz gökyüzüne uzanan yüksek ve haşmetli dağları, derin
vadileri, buzullu göl ve dorukları, yüksek şelaleleri, rengarenk ot ve
çiçeklerle bezenmiş Alpin çayırları , devamlı karlarla kaplı yüksek zirveleri,
yazın koyun ve kuzu sürülerinin meleştiği soğuk sulu serin yaylaları ile
dağcılık, su ve kara avcılığı, kış sporları, doğa yürüyüşü ve raftingin
rahatlıkla yağılabileceği turizm açısından zengin doğal kaynaklara sahiptir.
İnsanoğluna adeta meydan okuyan bütün bu manzaraya başka
yerde rastlamak mümkün değildir. Bunun yanında M.Ö. 7000'li yıllara kadar
uzanan tarihi geçmişe sahip çeşitli kültür ve medeniyet izlerini taşıyan tarihi
eserlerin varlığı turizm açısından ayrı bir potansiyel oluşturmaktadır.
Bugüne kadar ulaşım, tesis, alt yapı ve tanıtım yetersizliği
gibi nedenlerle yeterince değerlendirilmeyen bu bakir kaynaklar rasyonel bir
şekilde ele alınıp turizme kazandırıldığı takdirde bölgenin sosyal ve ekonomik
yönden kalkınmasına önemli katkı sağlayacaktır.
Hakkari taşıdığı doğal değerler açısından özel bir konuma
sahiptir. bu nedenle Hakkari'de ağırlıklı olarak doğaya yönelik turizm türleri
önem kazanmaktadır.
Müze ve Ören Yerleri
Kaya Resimleri
Koç Heykeli
Dirheler (Dev Evleri)
Hakkâri Kaledibi Buluntuları (Hakkâri Stelleri)
Urartu Mezarlığı
Kırmızı Kümbet Mezarlığı
Melik Esed Mezarlığı
Kale Altı Mezarlığı
Saraylar
Kelat Sarayı
Kayme Sarayı
Kiliseler
Hakkâri (Koçanis) Konak Kilisesi
Halil Kilisesi
Derav Kilisesi
Gagevran Köyü Kilisesi
Yapmadan Dönme
Meydan Medresesini gezmeden,
Kaya resimlerini görmeden,
Yöreye özgü yemekleri yemeden,
...Dönmeyin
Yerel Etkinlikler
Şehitleri Ziyaret Günü
28 Temmuz
Hakkâri'nin Düşman İşgalinden Kurtuluşu
12 Nisan
Kuzu Kırpma Şenlikleri (İl Merkezi ve Tüm İlçelerde)
30 Ağustos
HAKKARİ'NİN DÜĞÜNLERİ
HAKKARİ'NİN GELENEKSEL KIYAFETLERİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder